23 Ocak 2010 Cumartesi

Yüksek Tansiyonlu Hasta ve Diyeti

Yüksek tansiyonlu hastanın kilo almaması için beslenme sınırlı olmalı, ama genel durumu bozacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. Aşırı yenen öğünler ve fazla alkol almak tehlikelidir.
Yüksek tansiyonu olanlarda kalp-damar komplikasyonlarının ziyafet sofralarından kalktıktan sonra daha sık ortaya çıktığı bilinmektedir. Karbonhidrat ve yağ alımı sınırlanman, bitkisel ağırlıklı bir beslenmeye ağırlık verilmelidir. Örneğin düşük kalorili enginar ve soğanın bileşiminde yüksek [...]

Sağlıklı olmak, insan mutluluğunun öncelik taşıyan bir öğesidir. Sağlıklı yaşam

koşulları açısından spor önemli bir faktördür. Yaşamamız için alınan hava

besinden daha önemlidir.

Sağlıklı yaşamak herkesin üzerinde titizlikle durduğu bir konu ama ne hikmetse

sağlığımızın değeri bizden uzaklaşınca anlaşılır hemen doktor, meyve sebze,

arayışlara gireriz. Sağlıklı yaşam için sağlıklı bir beslenme alışkanlığımız olmalı.
Yüksek Tansiyonlu Hasta ve Diyeti

Yüksek tansiyonlu hastanın kilo almaması için beslenme sınırlı olmalı, ama genel durumu bozacak uygulamalardan kaçınılmalıdır. Aşırı yenen öğünler ve fazla alkol almak tehlikelidir.

Yüksek tansiyonu olanlarda kalp-damar komplikasyonlarının ziyafet sofralarından kalktıktan sonra daha sık ortaya çıktığı bilinmektedir. Karbonhidrat ve yağ alımı sınırlanman, bitkisel ağırlıklı bir beslenmeye ağırlık verilmelidir. Örneğin düşük kalorili enginar ve soğanın bileşiminde yüksek tansiyonlu hastaya yararlı olan idrar söktürücü maddeler vardır. Bütün yüksek tansiyonlularda sodyum klorür, yani sofra tuzu kullanımını sınırlamak gerekir.

Böylece hem fazla tuzun böbreklerdeki geri emilim sürecini artırarak damar içi sıvısını çoğaltması, hem de damar duvarlarında aşırı sodyum birikimine yol açması önlenir. Bu birikme damar duvarım büzen hormonal ve sinirsel uyanlar için gerekli ortamı hazırlayarak yüksek tansiyonun yerleşmesini kolaylaştırır. Özellikle idrar söktürücü ilaçlarla tedavi gören yüksek tansiyonlu hastalarda, organizma için bir başka temel tuz olan potasyumun günlük alım miktarı da büyük önem taşır. Bu elementin başlıca kaynaklan turunçgiller, muz, ceviz, karnabahar, ıspanak, peynir, süt, bazı et ve balıklardır.

Yüksek tansiyonda doğru beslenme için besinlerin seçim ve hazırlanışında bazı kurallara uymak gerekir.
Her şeyden önce yemekleri   pişirirken   tuz kullanmamalı, sofraya da   tuz- konmamalıdır. Taze  sebze  tüketimine ağırlık verilirken pancar, kereviz, şalgam gibi sodyum içeriği yüksek sebzelerden kaçınılmalıdır. Taze meyve ise yenebilir. Süt, süt ürünleri ve yumurta yüksek kolesterol içerdikleri için dikkatli alınmalıdır. Kaymağı alınmış süt ve tuzsuz, az yağlı peynir tüketilebilir. Ayrıca tuzsuz ekmek yenmeli, krakerler ve pişmiş tahıllar beslenmeden bütünüyle çıkarılmalıdır. Özellikle konserve yiyecekler, kuru sebze ve meyveler, tuzlanmış balık ve deniz ürünleri, yağlı peynir ve süt ürünlerinden kaçınılması önerilir.

İşlenmiş ya da kutuda saklanan besinlerde sofra tuzunun yanı sıra sodyum açısından zengin birçok bileşik kullanıldığı unutulmamalıdır. Et suyu tabletleri ve hazır salçalardan kaçınmak gerekir. Son olarak içme suyuna da dikkat edilmelidir. Bazı içme sulan yüksek oranda sodyum içerebilir. Örneğin yumuşatmak için kalsiyum giderici maddelerle işlem gören sular, sodyum açısından zengindir.

Yüksek tansiyonda yiyeceklerin seçim ve hazırlanmasında bazı kurallara dikkat etmek gerekir: Tuz tüketimi kısıtlanmak, diüretik (idrar söktürücü) etkisi olan bitkisel besinlere öncelik tanınmalı ve kilo almaya yol açabilecek yiyeceklerden uzak durulmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder