Uzman doktor Gürkan Çelikkol, klasik ”lasik” yönteminin uygulanması sırasında ortaya çıkan ozon gazının gözün yüzeyindeki sinir uçlarını etkileyerek göz kuruluğuna neden olduğunu ifade ederek, ”S-Lasik yönteminde ise işlem sırasında lazerin uygulanmadığı alanlar kapatılarak, ortaya çıkan ozon gazının göze hasar vermesi engelleniyor” dedi.
Çelikkol, yaptığı açıklamada, miyop, hipermetrop, astigmat gibi gözdeki kırma kusurlarını tedavi etmek için kullanılan lazer yöntemlerinin tümünde excimer lazer kullanılarak, korneanın (saydam tabaka) net görmeyi sağlayacak şekle kavuşturulduğunu söyledi.
Excimer lazerin diğer yöntemlerden farklı olarak soğuk bir lazer olduğunu, çevre dokulara zarar vermediğini, yakarak değil dokuyu tozlaştırarak tedavi sağladığını kaydeden Çelikkol, ”Aynı excimer lazerle yapılan, göz numaralarını sıfırlama ya da daha doğru ifadeyle doğal net görme kazandırmak amacıyla yapılan tedavilere farklı isimler verilmesinin sebebi kullanım tekniğinin farklı olmasından kaynaklanıyor” dedi.
En gelişmiş lazer tedavi yöntemi olması, yaklaşık 4-5 dakika sürmesi, ağrısız, acısız, kansız ve güvenli bir uygulama olması nedeniyle ”lasik” yönteminin çok tercih edildiğini anlatan Çelikkol, bu tedavi sonucunda görüş netliğinin çok hızlı oluştuğunu, göz numaralarında kısmi geri gelmenin görülmediğini bildirdi.
Hastaların göz ve yüz yapısında bir engel olmadığı sürece bu metodun kullanılabildiğini belirten Çelikkol, bunun uygulanmasında engel olduğu takdirde ise PRK ya da lasek yöntemlerinin tercih edildiğini belirtti.
Klasik lasik yönteminde, korneadan bir kapakçığın kaldırılmasıyla ortaya çıkan kornea yatağına lazer yapıldığını, böylece dokunun tozlaştırılarak kırma kusurunun düzeltildiğini anlatan Çelikkol, şunları söyledi:
”Bilimsel araştırmalar, klasik lasik yönteminde uygulama sırasında ortaya çıkan ozon gazının gözün yüzeyindeki sinir uçlarını etkileyerek göz kuruluğuna neden olduğunu gösteriyor. ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde uygulanmaya başlanan S (Sealed)-Lasik yönteminde ise yine korneadan kapakçık kaldırılarak lazer uygulanıyor. Ancak bu işlem sırasında lazerin uygulanmadığı alanlar kapatılarak, ortaya çıkan ozon gazının göze hasar vermesi engelleniyor. Bu da göz kuruluğunun ortaya çıkmasını yüzde 70 oranında azaltıyor.”
Çelikkol, ABD’de çalışmalar yürüten İspanyol uzman Carmen Barraquer tarafından geliştirilen yöntemin, göz kuruluğunu engellemesi bakımından klasik yönteme göre daha avantajlı olduğunu bildirdi.
Gürkan Çelikkol, 18 yaşından büyük, miyop, hipermetrop, astigmat ya da mixed astigmatı olanlar ile uygun presbiyopların (yaşa bağlı yakın problemi) ve 18 yaşından küçük olup da 2 gözü arasında aşırı numara farkı bulunanların lasik yaptırabileceğini söyledi.
24 Ocak 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder