göz sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
göz sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ocak 2010 Pazar

Göz kuruluğuna son

Uzman doktor Gürkan Çelikkol, klasik ”lasik” yönteminin uygulanması sırasında ortaya çıkan ozon gazının gözün yüzeyindeki sinir uçlarını etkileyerek göz kuruluğuna neden olduğunu ifade ederek, ”S-Lasik yönteminde ise işlem sırasında lazerin uygulanmadığı alanlar kapatılarak, ortaya çıkan ozon gazının göze hasar vermesi engelleniyor” dedi.

Çelikkol, yaptığı açıklamada, miyop, hipermetrop, astigmat gibi gözdeki kırma kusurlarını tedavi etmek için kullanılan lazer yöntemlerinin tümünde excimer lazer kullanılarak, korneanın (saydam tabaka) net görmeyi sağlayacak şekle kavuşturulduğunu söyledi.

Excimer lazerin diğer yöntemlerden farklı olarak soğuk bir lazer olduğunu, çevre dokulara zarar vermediğini, yakarak değil dokuyu tozlaştırarak tedavi sağladığını kaydeden Çelikkol, ”Aynı excimer lazerle yapılan, göz numaralarını sıfırlama ya da daha doğru ifadeyle doğal net görme kazandırmak amacıyla yapılan tedavilere farklı isimler verilmesinin sebebi kullanım tekniğinin farklı olmasından kaynaklanıyor” dedi.

En gelişmiş lazer tedavi yöntemi olması, yaklaşık 4-5 dakika sürmesi, ağrısız, acısız, kansız ve güvenli bir uygulama olması nedeniyle ”lasik” yönteminin çok tercih edildiğini anlatan Çelikkol, bu tedavi sonucunda görüş netliğinin çok hızlı oluştuğunu, göz numaralarında kısmi geri gelmenin görülmediğini bildirdi.

Hastaların göz ve yüz yapısında bir engel olmadığı sürece bu metodun kullanılabildiğini belirten Çelikkol, bunun uygulanmasında engel olduğu takdirde ise PRK ya da lasek yöntemlerinin tercih edildiğini belirtti.
Klasik lasik yönteminde, korneadan bir kapakçığın kaldırılmasıyla ortaya çıkan kornea yatağına lazer yapıldığını, böylece dokunun tozlaştırılarak kırma kusurunun düzeltildiğini anlatan Çelikkol, şunları söyledi:
”Bilimsel araştırmalar, klasik lasik yönteminde uygulama sırasında ortaya çıkan ozon gazının gözün yüzeyindeki sinir uçlarını etkileyerek göz kuruluğuna neden olduğunu gösteriyor. ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde uygulanmaya başlanan S (Sealed)-Lasik yönteminde ise yine korneadan kapakçık kaldırılarak lazer uygulanıyor. Ancak bu işlem sırasında lazerin uygulanmadığı alanlar kapatılarak, ortaya çıkan ozon gazının göze hasar vermesi engelleniyor. Bu da göz kuruluğunun ortaya çıkmasını yüzde 70 oranında azaltıyor.”

Çelikkol, ABD’de çalışmalar yürüten İspanyol uzman Carmen Barraquer tarafından geliştirilen yöntemin, göz kuruluğunu engellemesi bakımından klasik yönteme göre daha avantajlı olduğunu bildirdi.
Gürkan Çelikkol, 18 yaşından büyük, miyop, hipermetrop, astigmat ya da mixed astigmatı olanlar ile uygun presbiyopların (yaşa bağlı yakın problemi) ve 18 yaşından küçük olup da 2 gözü arasında aşırı numara farkı bulunanların lasik yaptırabileceğini söyledi.

Gözlerinizi koruyun

Gözlerinizi koruyun Görme fonksiyonunun oluşması için çok uzun bir yol katediliyor. Görme duygusunun çalışıla-bilmesi için kornea, ön kamera, mercek (lens), gözün içindeki jel sıvısı gibi gözün optik ortam­larının saydam olması gerekiyor. Retina ve sinir ağ tabakası sağlam olsa da görme siniri çok uzun bir yol takip ediyor. Bu ta­baka beyindeki diğer görme sinirleriyle bağlantı­lar kurularak beyinde görmeyi algıya çeviren görme korteksiyle birleşiyor. Bütün bu bağlantı­lar arasında oluşabilecek ufacık bir hata, görme azlığına ve hatta tamamen görememeye yol aça­biliyor. Rutin kontrolleri önemli Eğer ailenizde bir göz hastalığı varsa veya her­hangi bir sorun hissediyorsanız, mutlaka bir uz­mana başvurmalısınız. Korunmak için de bir rahatsızlık olsun olmasın, bir ya da iki yılda bir rutin kontrollere git­mek gerekiyor. Bu sıklık 40-45 yaşlardan sonra bir yıla düşüyor. Çünkü bu yaşlardan sonra gör­me şikayetleri başlıyor ve gözlük gereksinimi ar­tıyor. Rutin göz muayeneleri, bazı hastalıkların sinsi ilerlemesini önleyebiliyor. Katarakt Eskiden katarak sadece 65-70 yaş arasında görülüyordu. Günümüzde bu yaş oldukça geri çekildi. Sevindirici taraf kataraktın çok kolay, hızlı ve zahmetsiz yollarda tedavi ediliyor olma­sıdır. Katarakt ne kadar erken dönemde tedavi edilirse, o kadar iyi sonuçlar veriyor. Fakat bu­nun erken evrede anlaşılması, kişi tarafından mümkün olmuyor. Bu nedenle mutlaka bir uzman tarafından mu-yaene gerekiyor. Katarakt ilk başta görme azlığı­na yol açabiliyor. Eğer lensteki yoğunlaşma mer­ceğin tam ortasında olursa, görme keskinliği azalabiliyor. Merceğin çevresinde oluşan kata­rakt görme azlığı değil, daha farklı bozukluklara yol açıyor. Örneğin, gece araba farlarının aşırı rahatsız etmesi ya da bazı ışıkların yansıması gi­bi durumlar yaşanabiliyor. Miyopinin ilerlemesi de kataraktın belirtisi olabiliyor.