İlklerin Takımı
Galatasaray Spor Kulübü’nün 103 yıllık tarihinde, dünya çapında prestij kazanmasını sağlayan turnuvaların başında Şampiyonlar Ligi geliyor. O zamanki adıyla Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası’nda, 1988-89 sezonunun yarı finalisti olarak tarihi zirve yapan Galatasaray, 1992-93 sezonunda başlayan Şampiyonlar Ligi organizasyonuna hemen ertesi yıl, 1993-94’te Rainer Hollmann yönetiminde yükselerek, ilk kez Şampiyonlar Ligi’ne katılan Türk takımı oldu. Bu unvanı elde ederken, ön elemede İngiltere şampiyonu Manchester United’ı 3-3 ve 0-0’lık skorlarla eleyerek dünya çapında ses getirdi. O sezon turnuvanın 4’erli 2 grup halinde düzenlenmesinden dolayı Galatasaray, “Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’e giren ilk Türk takımı” olmayı da başardı.
Rekorların Takımı
1994-95’te yine Şampiyonlar Ligi’ndeki tek Türk takımıydı Galatasaray... Grup maçlarında o sene de aradığımızı bulamadık ama artık 4 grubun yer aldığı Şampiyonlar Ligi’nde, yine Avrupa’nın en iyi 16 kulübü arasında yerimizi aldık.
Gelenek daha sonraki sezonlarda da sürdü ve takımımız, tam 10 kez Şampiyonlar Ligi’ne katıldı. Böylece Avrupa’nın sayılı markaları arasına girerken, Türkiye’nin de bu alandaki rekoruna imza attı.
Enlerin Takımı
Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi başarısı, sadece katılım sayısından ibaret değil. Bugüne dek en çok Şampiyonlar Ligi maçına çıkan (74), en çok galibiyet alan (19), en çok gol atan (73) ve en çok puan toplayan (76) Türk takımı da yine Galatasaray. Ve bu özellikleriyle Cimbom, halen Avrupa’nın en iyi 20 takımı arasında yer alıyor.
Ve Çeyrek Final...
İstatistik yönü bir yana, Şampiyonlar Ligi’nde en başarılı olduğumuz sezon ise 2000-2001 olarak tarih sayfalarında yerini aldı. Mircea Lucescu’nun teknik direktörümüz olduğu dönemde takımımız, üstelik 2 grup aşamasından geçerek, üstelik AC Milan, Monaco, Paris Saint Germain gibi o sezonun en güçlü takımlarını birer birer eleyerek, “Çeyrek finale kalan ilk Türk takımı” ve de “2. kez ilk 8’e kalan ilk ve tek Türk takımı” unvanlarını ele geçirdi.
Çeyrek finalde eşleştiğimiz rakip Real Madrid’e 3-2 ve 0-3’lük skorlarla elendik. Ama Ali Sami Yen’deki ilk maçta, 2-0 mağlup durumdan 3-2’lik inanılmaz bir galibiyete ulaştık ve tarihin unutulmaz geri dönüşlerinden birini yaptık.
2001-2002 sezonunda yine Mircea Lucescu yönetiminde birinci grup aşamasını geçmeyi başardık ve bir kez daha ilk 16’ya kaldık. Bu etapta, ‘ölüm grubu’ tabir edilen B Grubu’nda; Liverpool, Barcelona ve Roma ile mücadele ettik. Son maça kadar namağlup gittik. Ve kader maçımızda, Barcelona’ya kendi evimizde 1-0 yenilip elendik. Böylesi zorlu bir grupta, sadece aldığımız sonuçlarla değil, oynadığımız futbol ve mücadele gücümüzle de Avrupa’daki saygın tarihimize yeni bir sayfa ekledik.
galatasaray etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
galatasaray etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
29 Ocak 2010 Cuma
26 Ocak 2010 Salı
Fanatiklikten Kurtulmak İçin
Fanatik olanların diğer fanatik insanların bu tutumundan şikayet ettiğini, ancak kendi fanatik tutum ve davranışlarını da haklı gördüğünü anlatan Yorulmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu çelişki nedeniyle fanatik iç dünyasında aslında huzursuzdur, rahatsızdır. Fanatizmden kurtulmanın yolu, kendimize yakın bulduğumuz,
benimsediğimiz düşüncelerin, fikirlerin özünü kavramaya çalışmaktır. İnandığımız düşüncelerin olumlu olumsuz yanları konusunda, doğru ve geniş bir fikir sahibi olmak amacıyla taraftar ya da karşı görüşleri sakin biçimde, ön yargılar ile peşinen reddetmeden dinlemek, okumak, öğrenmek ve bizim düşüncemizi paylaşmayan, farklı düşünceleri olan kişilerin de olabileceğini görmektir. Doğruların herkes için aynı olmayabileceğini, insanların kendilerine özgü düşüncelerinin olabileceğini kabul etmek ve bu konuda insanlara anlayış göstermek, bizim hiç kimseden daha akıllı olmadığımızı ya da herkesin en az bizim kadar akıllı olabileceğini kabul etmek, doğruların zaman içinde değişebileceğini akıldan çıkarmamak, kendimizi karşımızdakilerin yerine koyarak düşüncelerini anlayışla karşılamak ve sevgidir.
Özetle fanatizmin ilacı saygı ve anlayış göstererek tüm düşünceleri dinlemek, ancak karar verirken başkalarının beyniyle değil kendi beynini kullanarak karar vermektir."
"Bu çelişki nedeniyle fanatik iç dünyasında aslında huzursuzdur, rahatsızdır. Fanatizmden kurtulmanın yolu, kendimize yakın bulduğumuz,
benimsediğimiz düşüncelerin, fikirlerin özünü kavramaya çalışmaktır. İnandığımız düşüncelerin olumlu olumsuz yanları konusunda, doğru ve geniş bir fikir sahibi olmak amacıyla taraftar ya da karşı görüşleri sakin biçimde, ön yargılar ile peşinen reddetmeden dinlemek, okumak, öğrenmek ve bizim düşüncemizi paylaşmayan, farklı düşünceleri olan kişilerin de olabileceğini görmektir. Doğruların herkes için aynı olmayabileceğini, insanların kendilerine özgü düşüncelerinin olabileceğini kabul etmek ve bu konuda insanlara anlayış göstermek, bizim hiç kimseden daha akıllı olmadığımızı ya da herkesin en az bizim kadar akıllı olabileceğini kabul etmek, doğruların zaman içinde değişebileceğini akıldan çıkarmamak, kendimizi karşımızdakilerin yerine koyarak düşüncelerini anlayışla karşılamak ve sevgidir.
Özetle fanatizmin ilacı saygı ve anlayış göstererek tüm düşünceleri dinlemek, ancak karar verirken başkalarının beyniyle değil kendi beynini kullanarak karar vermektir."
Etiketler:
bjk,
Fanatiklikten,
fenerbahçe,
galatasaray,
için,
Kurtulmak,
lig,
Sağlık,
Spor takımı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)